Motorola ilk mobil telefonu 1973 yılında piyasaya sunduğunda, sabit hatların dünyasına yeni bir oyuncu girdi ve endüstri kökten değişmiş oldu. O güne kadar, hareket halindeyken iletişim kurmanın tek yolu bir telsizdi ve onunla bile yalnızca başka bir telsiz istasyonu ile görüşmeniz mümkündü.
Bir vitrin ürününe dönüşmeden önce de insanlar bu ihtiyacın farkındaydı ve hatta gerekli patentler bile alınmıştı. 1908 yılında Kentucky’de ilk kablosuz telefon fikri için patent alındığı biliniyor. Zamanı biraz daha ileri saracak olursak, 1940 yılında AT&T mühendisleri ilk kablosuz telefonu ve alıcı baz istasyonlarını laboratuvar ortamında test etmeye başlamışlardı.
Ancak her teknolojinin gelişip olgunlaşmak için zamana ihtiyacı var. 90’lı yıllarda işi yalnızca arama yapmak olan cep telefonlarını düşünün. Daha sonradan SMS geldiğinde ne kadar büyük bir devrim olmuştu. WAP üzerinden internet bilgi servislerine bağlanmak ve GPRS sayesinde 56 Kbps hızında ilk web sitelerine girdiğimiz günler daha dün gibi geliyor. Bugün ön yüzün tümüyle ekrana dönüştüğü telefonlardan bile şikayet ediyoruz. Oysa tek satır ekranında yalnızca 9 karakteri yan yana gösterebilen telefonlar, çok değil 20 yıl önce her
işimize yetiyordu.
Cihazlar gelişimlerini devam ettiriyorlar. Ancak 2019 ve sonrasında beklediğimiz birkaç teknoloji var ki, bu gelişimi çok daha öteye taşıyacaklar. İşte bunlardan bazıları:
Katlanabilir Ekranlar
Muhtemelen birkaç yıldır en çok konuşulan konulardan biri kıvrılabilir OLED ekranlar oldu. Geçtiğimiz günlerde hem cep telefonu hem de TV alanında farklı örnekleri duyuruldu. Peki mobil cihazlar açısından kıvrılabilir ekranlar ne anlam taşıyor? Öncelikle cep telefonları 90’lar ve 2000’lerde birbirinden ayrışmak için tasarımsal olarak birçok forma giriyordu. Şimdilerde ise hemen hepsi tek kalıptan çıkmışa benziyor. Kıvrılabilir ekranlar sayesinde tasarımcılar tekrar yepyeni formlar tasarlamaya başlayacaklar. Bileğinizi saran, katlandığında ebadı
küçülen ya da bir küçük kutudan fırlayan ekranlar, mobil cihazların tasarımsal sıradanlıklarını ciddi anlamda değiştirebilir. İlk ürünlerin 2019 yılında gelmesini bekliyoruz.
Daha hızlı şarj
Günümüz kullanıcılarının en büyük sorunu olan şarj süresini uzatmak için pek çözüm görünmüyor. Ancak bunun yerine daha hızlı şarj teknolojileri üzerine çalışmalar yoğunlaşıyor.
Öyle ki yeni nesil bataryaların dakikalar içerisinde şarj olması sağlanacak. Katı hal lityum iyon bataryalar üzerine yapılan çalışmalar gösteriyor ki bu pilleri aslında 7 dakika içerisinde şarj etmek mümkün. Bu aynı zamanda elektrikli otomobiller için de devrim niteliğinde bir gelişme olacak.
2019 yılında ilk versiyonlarının gelmesi beklenen bu piller sayesinde artık şarj istasyonu gördüğünüz ilk yerde tam günlük dolum yapabileceksiniz. Muhtemelen telefon üreticileri bu durumda daha küçük ölçekteki bataryalar kullanmayı tercih edebilirler. Bu aynı zamanda cihazlarda farklı ekipmanlar için ekstra yer açmak demek. Bu aşamada sıradaki teknoloji çok daha kıymetli hale gelecek.
Uzaktan Şarj
Şarj kabiliyetini artırmak için düşünülen bir diğer teknoloji de uzaktan şarj teknolojileri. Şu anda ancak bir yüzeye temas ederek, normalden daha düşük hızlarda cep telefonunuzu şarj etmeniz mümkün. Ancak uBeam gibi teknolojiler sayesinde bir koridordan geçerken ya da masanızın her noktasında cep telefonunuzun bir yandan şarj olması mümkün. Bu teknoloji sayesinde otobüse bindiğinizde, metroda ya da yolda yürürken uBeam istasyonları arasında cebinizde bile olsa telefonunuz sürekli şarj olabilir. uBeam teknolojisi tamamen ses dalgalarını kullandığı için insan sağlığına da zarar vermiyor.
Ekran altı sensörler
Ön yüzü tamamen ekrandan oluşan telefonlar hayatımıza girdi. Büyük üreticilerin pek çoğu ekran altı sensörler için farklı patentler alıyorlar. Bu patentler arasında parmak izi okuma, hoparlör ve kamera bulunuyor. Peki bunlar ne işe yarayacak? Bu teknoloji sayesinde artık telefonların ön yüzlerinde asla bir düğme veya kapalı alan bulunmayacak. Ekrandaki bir nokta parmak izinizi okurken (ki şu anda okuyor) bir başka nokta hoparlör olarak çalışıp, bir başka yerden ise fotoğraflarınızı çekebileceksiniz. Kısacası, OLED ekranın altındaki kamera aynı zamanda sizi görebilecek.