Capgemini Araştırma Enstitüsü siber güvenlik alanında yapmış olduğu geniş kapsamlı bir çalışmayı meraklılarıyla paylaştı. Aralarında bankacılık, otomotiv ve tüketici ürünleri iş kollarının yer aldığı 7 endüstriden 850 uzman ile yapılan görüşmeler sonucu ortaya çıkarılan rapor geleceğin siber güvenlik teknolojilerine ışık tutar nitelikte detaylar barındırıyor.
Dijital dönüşümle her gün daha fazla iş dijital olarak sağlanırken, siber saldırı riski de beraberinde geliyor. Kurumlar, sadece 2018 yılında sistemlerine giriş yapmaya çalışan isteklerin %21 oranında yetkisiz kişilere ait olduğunu açıkladı. Firmaların %20’si ise bu saldırılar sonrasında 50 milyon dolardan fazla maddi kayıp yaşamış durumda.
Siber saldırıların sebep olduğu veri kaybı ve maddi hasar gün geçtikçe artarken, firmalar siber güvenlik konusunda yapay zekaya güveniyor.
Araştırma sonucuna göre kurumların %69’u siber saldırılara karşılık verebilmek için yapay zekanın bir zorunluluk olduğuna inanıyor. Telekom şirketlerinin %80’i saldırıları tespit edip, karşılık verme konusunda yine yapay zekaya tam güven duyuyor. Burada Telekom şirketlerinin 50 milyon doları bulan kayıp oranıyla siber saldırılardan en çok zarar gören endüstrilerin başında geldiğini hatırlatmakta yarar var.
Uç nokta güvenlik alanı, yapay zeka tabanlı siber güvenlik çözümlerine yatırımda üçüncü sırada yer alıyor. 2021 yılına gelindiğinde nesnelerin interneti teknolojisi (IoT) kullanan cihaz sayısının 25 milyar olması beklenirken, hem IoT hem de Endüstriyel IoT sistemleri üreticileri uç nokta koruma için yapay zekaya önemli yatırımlarda bulunuyor.
Yapay zeka güvenli, hızlı ve ekonomik bir korunma yöntemi sunuyor
Yapay zekanın siber güvenlik alanındaki yükselişi devam ededursun, şirket yöneticileri bütçeleri ve zamanlarını siber tehditlerin tespitinde etkin rol oynayan yapay zekaya ayırmış durumda. İşletmelerin, siber güvenlik alanında yapay zekayı kullanma sürecinin olgunlaşmasına paralel olarak bu teknolojinin tahmin ve müdahalesinin gelişeceği öngörülüyor. Yapay zeka büyük veriyi analiz etme ve farklı türdeki veri kümeleri üzerine kendini geliştirmek konusunda önemli bir yol kat etmiş durumda. Yapay zeka teknolojisi yerel kayıtlar, küresel tehditler ve günlük olay akışlarını bir araya getirerek gelişen siber tehditlere karşı etkin bir savunma sağlayabiliyor.
Kötü amaçlı yazılım ve giriş isteklerini tespitte başarısını kanıtlayan yapay zeka aynı zamanda geleneksel siber güvenlik önlemlerinin ortaya çıkardığı maliyeti de düşürüyor. Siber savunma tercihi olarak yapay zekayı seçen firmalar, ekonomik olarak ortalama %12’lik bir karlılık elde ettiklerini açıklıyor. Yapay zeka siber saldırının tespitinde zamanlama olarak da daha hızlı tepki vererek, siber saldırının işlem süresini %11 oranında daraltmayı başarıyor. Bir örnekte PetSmart isimli Amerikalı bir perakendecinin yapay zeka yardımıyla tespit ettiği sahtekarlık girişimi ile 12 milyon dolar kurtarılmış durumda.
Yapay zeka ve makine öğrenimi sayesinde siber güvenliğin tanımı bugün yeniden yapılıyor. Organizasyonların ihlalleri öngörebilme ve engellemesi noktasında gelişmesine katkı sağlayan teknolojiler, parola gibi modası geçmiş siber güvenlik önlemlerinin açıkları güvence altına alarak işletmelere destek oluyor. Yapılan pek araştırmalar gelecekte şifresiz koruma sistemlerini öngörürken, biyometrik ölçü teknolojileri ve mobil merkezli koruma sistemleri öne çıkacak.