Teknolojinin ivme kazanan gelişimi hayatın her alanında; iş dünyasından eğitime, iletişimden tıbba kadar dokunduğu her noktayı dönüştürüyor. Yapay zeka, büyük veri, otomasyon, çevre dostu elektrikli araçlar, dronelar ve dahası hayatı kolaylaştırmak, işlerin yapış biçimini değiştirmek için günbegün gelişiyorlar.
Ancak gelişen teknoloji sadece iletişim, ulaşım veya insan hayatını rahatlatmak için fayda sağlamıyor. Kötü niyetli ellerde çok daha farklı amaçlar için kullanılabiliyor.
15 Eylül 2019 tarihinde Suudi Arabistan’da yer alan dünyanın en büyük petrol işletme tesisi Abqaiq, Yemenli isyancı grup Houthi’nin hedefi oldu. Abqaiq günde ortalama 5,7 milyon varil petrol üretebilme kapasitesine sahip. İşletme tesisi aynı zamanda küresel petrol ihtiyacının %5’ini karşılıyor. Yani hedef alınan şey sadece petrol üretimi değil, küresel petrol tedariki yanı sıra ekonomik hareketlilik ve tabii ki güvenlik.
Bu kadar kritik bir noktada duran Abqaiq petrol işletme tesisine gerçekleşen saldırıda ise teknolojinin yükselen trendleri arasında yer alan dronelar kullanıldı. Saldırıyı üstlenen ve İran destekli olduğu düşünülen Houthis isyancı grubu, daha fazla saldırının gerçekleşebileceğinin sinyallerini verdi.
Drone saldırılarına karşı koymak için yeterli teknolojiye sahip değiliz
Houthi isyancılarının drone kullanarak sabotajda bulunduğu ilk olay Abqaiq petrol işletme tesisleri değil. Aynı grup bu yıl içerisinde dronelar aracılığıyla Suudi füze bataryalarına saldırı gerçekleştirdi. İsyancı grubun ilk saldırılarda kullandığı dronelar amatör ve sınırlı mesafe kat etme yeteneğine sahipken, Birleşmiş Milletler raporuna göre artık daha karmaşık ve gelişmiş, 1.500 kilometrelik mesafeye kadar çıkabilen dronelar kullanılıyor.
Yetkililere göre iddia edildiği gibi saldırıyı düzenleyen grup Houthis ise 2014 yılında başlayan Yemen iç savaşının da gidişatı önemli ölçüde değişebilir. Drone saldırıları tahribat gücü yüksek olmakla birlikte maliyeti oldukça düşük olarak öne çıkıyor. Araştırmacılar saldırılarda kullanılan droneların 15.000 dolar civarında bir maliyette geliştirildiğini ortaya koyuyor. İşin düşündürücü yanı drone saldırılarının tespiti ve durdurulması oldukça güç.
Washington’da yer alan Orta Doğu Enstitüsü Defans ve Güvenlik Yöneticisi Bilal Y Saab, Orta Doğu’da bir drone savaşının gerçekleştirdiğini dile getiriyor. Bu yıl içerisinde Israil ordusu İran’a ait olduğu düşünülen bir drone’u Taberiye Gölü civarında vurarak düşürmüştü. Ağustos ayında, İran müttefiki Lübnan militan hareketi Hizbullah, İsrail’i Beyrut’taki medya ofislerine saldırmak için drone kullanmak suçladı.
Saldırılara karşı defansif yöntemler şu an için asimetrik bir görüntü çiziyor. Örneğin İsrail, 1.000 dolarlık dört pervaneli bir drone vurabilmek için 3 ila 4 milyon dolara mal olan Patriot füzelerini kullanmak zorunda kalıyor.
Bir dönem Pentagon’da da görev almış olan Bilal Y Saab bu saldırılara teknolojik olarak bir çözüm bulabilmenin şu anda güç olduğunu dile getiriyor ve ekliyor: “Saldırganlar şu an için sadece drone’ların belli başlı yeteneklerini kullanıyor. Bu gördüğümüz buz dağının görünen kısmı. Daha fazlasını görmeye hazır olmamız gerek.”